08 Aralık 2024 Pazar
Mersin‘de 50 yaşındaki bir kadın yeni aldıkları evi temizlemeye geldiği yerde kocası tarafından silahla vurularak öldürüldü.
Olay, Merkez Toroslar ilçesine bağlı Arpaçsakarlar Mahallesi 110194 numaralı sokakta meydana geldi. İddiaya göre, yeni tamamlanan bir apartmandan ev alan Leyla Ç. dairesini temizlemeye gitti. Daha sonra kadının kocası Z.Ç. de (46) eşinin yanına geldi. Çift arasında henüz bilinmeyen bir nedenle tartışma çıktı. Tartışma sırasında Leyla Ç. eşi Z.Ç. tarafından binanın önündeki sokakta silahla kafasından vuruldu.
Cinayet şüphelisi koca olay yerinden kaçarken, çevredekiler durumu sağlık ve polis ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri kadının hayatını kaybettiğini belirledi. Polis bölgede tedbir alarak inceleme yaptı. İnceleme sonrasında kadının cansız bedeni otopsi için cenaze aracıyla adli tıpa gönderildi. Cinayetin yaşandığı yere gelen kadının yakınları ise fenalık geçirdi.
Öte yandan polis, şüpheli kocanın yakalanması için çalışma başlattı.
Suriye’deki Esed rejiminin düşmesiyle birlikte Mersin‘deki Suriyeliler sevinçlerini sokaklara taşıdı.
Suriye’de 15 yıl süren iç savaşın ardından muhaliflerin Şam’a girmesiyle birlikte, Mersin‘de yaşayan Suriyeliler kutlamalara başladı. Merkez Akdeniz ilçesindeki Yeni Mahalle’de bir araya gelen bir grup Suriyeli, yürüyüş yaparak Esed rejiminin düşmesini kutladı, araçlarla konvoy oluşturdu. Tekbir getirerek yürüyüş yapan Suriyeliler, Suriye bayrakları taşıdı, zafer işareti yaptı. Güvenlik güçleri de kutlamaların kontrollü bir şekilde devam etmesi için önlem aldı.
Mersin‘de yağmadan hırsızlığa kadar bir çok suçtan 60 yıl 5 ay hapis cezası alan şahıs polisin çalışmasıyla yakalanarak adli işlemlerinin ardından cezaevine teslim edildi.
Alınan bilgiye göre, İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerinin şehir genelinde suç ve suçlularla etkin mücadele çerçevesinde aranan şahısların yakalanmasına yönelik çalışma yaptı. Polisin yaptığı çalışmada Hükümlü Veya Tutuklunun Kaçması, Birden Fazla Kişi Tarafından Gece Vakti Silahla Yağma, Cebir Tehdit Veya Hile Kullanarak Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma suçundan 2 dosya, Hırsızlık suçlarından 5 ayrı dosyadan 60 yıl 5 ay 71 gün kesinleşmiş hapis cezası olan M.İ. yakalandı. Asayiş Şube Müdürlüğü Aranan Şahıslar Büro Amirliğine teslim edilen M.İ. adli işlemlerinin ardından cezaevine gönderildi.
Polisin çalışmalarının devam ettiği belirtildi.
Akdeniz kıyılarında en kirli bölge olarak Mersin ve İskenderun körfezlerinin ön plana çıktığına değinen Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu,” Kirlilik oksijen seviyelerindeki azalmaya gidecek kadar artmış durumda, denizdeki canlılar için ana tehditlerden biri. Kirlilik ve iklim baskısı bir araya geldiği zaman oldukça sağlıksız bir ekosistemle karşı karşıya kalıyoruz, aynı zamanda insan sağlığı için de bir tehdit” dedi.
Mersin‘in Erdemli ilçesinde bulunan ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nün Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu, Akdeniz’de yaşanan kirliğe dikkat çekerek, bilgi verdi. Prof. Dr. Salihoğlu’nun bilgi verdiği Akdeniz’deki kirlilik konusunda kıyılara vuran atık maddeler de dikkat çekti. 321 kilometre Akdeniz’e kıyısı bulunan Mersin‘de, sahillerin bazı noktalarındaki plastik atıkların yanı sıra bir çok eşya da yer aldı.
Tüm denizlerin üzerinde kirlilik baskısının çok arttığını belirten Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu,” Akdeniz kıyılarına baktığımız zaman en kirli bölge olarak Mersin körfezi öne çıkmaktadır. Yine İskenderun Körfezi benzer bir durumda. Mersin körfezindeki kirlilik baskısı ile ilgili projeler yürütmekteyiz. Burada gördüğümüz kirliliğin ana kaynağı şehir deşarjları. Tabi nehirlerden de ciddi kirlilik baskısı var. Nehirlerden gelen kirlilik baskısının ana nedeni de tarımsal ve endüstriyel aktiviteler” diye konuştu.
“Kirliliğin boyutları oksijen seviyesini azaltacak kadar artmış”
Kirliliğin boyutlarının çok artığının altını çizen Prof.Dr. Salihoğlu,” Oksijen seviyelerindeki azalmaya gidecek kadar artmış durumda. Deniz de görüş çok düşmüş durumda. Sağlıksız bir deniz ile karşı karşıyayız. Geçtiğimi aylarda deniz üstünde köpüklenmeler görmeye başladık. Sıcaklıklarla kirliliğin nedeni iyice ortaya çıktı. Biran önce denize olan bu girdileri azaltmamız gerekiyor. Burada yaşayanlar bu kalitesiz deniz suyunu hak etmiyor. Eğer gerekli önlemleri alırsak hızla sağlıklı bir denize kavuşabileceğimizi düşünüyoruz. Denizdeki kirlilik denizdeki canlılar için ana tehditlerden biri. Hem onların beslenmelerini engelliyor hem de oksijen seviyelerini düşüren bir konu. Denizdeki kirlilik birincil üretim dediğimiz yani bitkisel üretimden en üst seviyedeki canlılara kadar hepsini etkileyen bir durum oluşturuyor. Ekosistemi değiştiriyor, direncini azaltıyor” diye konuştu.
“İnsan sağlığı için de bir tehdit”
Denizdeki baskıların birlikte ele alınması gerektiğine vurgu yapan Salihoğlu, “Kirlilik baskısı, iklim değişimi baskısıyla birleşince bunun etkileri katlanıyor. Diğer taraftan kontrolsüz avcılık biyoçeşitliliği ve ekositem direncini çok azaltmış durumda. Bunun üstüne kirlilik, iklim baskısı geldiği zaman oldukça sağlıksız bir ekosistemle karşı karşıya kalıyoruz. Aynı zamanda insan sağlığı için de bir tehdit. Şehir deşarjları zaten insan sağlığını doğrudan etkiliyor. Şehir deşarjlarının ileri arıtmadan geçip denize verilmesi lazım. Yani hem mevcut arıtmaların etkili çalıştırılması lazım hem de kapasite yetersizliği olan yerlerde yeni arıtma sistemlerin kurulması lazım. Yoksa denize giren şehir deşarjları insanları etkileyecek bazı bakterileri mikropları içinde barındırıyor. Birde kirlenen denizde zararlı alp patlamaları olabiliyor. Deniz anası patlamaları olabiliyor. Bunlarda doğrudan insan sağlığını tehdit ediyor. Diğer taraftan görsel açıdan da bulanık pis bir denizde kimse yüzmek istemez. Düşük su kalitesi turizme çok büyük zarar veriyor. Halbuki Akdeniz pırıl pırıl görünürlük seviyesi yüksektir ama karasal girdiler yüzünden bu durumdayız” şeklinde konuştu.
“Plastik atıklar denize nehirlerden geliyor”
Plastik atıklardan oluşan kirliliğe de değinen Salihoğlu,” Denizi kirleten azot fosforun ötesinde plastikte yoğun olarak girmekte. Bu plastiğin hiç bir kısmı denizde üretilmiyor, hepsi karadan giriyor. Başka ülkelerden gemilerden geliyor deniliyor ama onlar çok az. Bizim tespit ettiğimiz esas ana kaynak nehirler. Bizim kendi nehirlerimiz. Örneğin Ceyhan Nehri’nden gelen çok büyük bir kirlilik olduğunu biliyoruz. Tüm bölgeyi kirletiyor. Karada stoklanan bu plastikler zamanla yolunu denizlerde buluyor. Artık tek kullanımlık plastiklerden ve doğaya bırakmaktan vazgeçmemiz lazım” diyerek sözlerini tamamladı.
Mersin-Tarsus Organize Sanayi Bölgesi (MTOSB), Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) tarafından bu yıl 4.’sü düzenlenen ‘OSB Yıldızları Araştırması Ödül Töreni’nde, Türkiye’nin ‘En çok katkı veren 8. OSB’si’ oldu.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve OSBÜK Başkanı Memiş Kütükcü, OSB başkanları ve sanayicilerin katıldığı törende, 12 farklı kategoride 67 firmaya ve 10 organize sanayi bölgesine plaket takdim edildi. Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi, ‘En çok katkı veren OSB’ sıralamasında 8. OSB olurken, MTOSB’de faaliyet gösteren 3 firma da 4 dalda ödüle layık görüldü.
Ödül töreni sonrasında açıklamalarda bulunan MTOSB Başkanı Sabri Tekli, “Mersin– Tarsus Organize Sanayi Bölgesi her geçen gün büyüyen yapısı ile kentimizin sanayi lokomotifi olmaya devam ediyor. Türkiye çapında 8. organize sanayi bölgesi seçilmemizde emeği geçen tüm sanayicilerimizi, müteşebbis heyetimizi, yönetim kurulumuzu ve bölge müdürlüğü ekibimizi kutluyorum. Bu başarılar kolay kazanılmıyor. Çalışmalarımızda emeği geçen herkese sonsuz şükranlarımla, bu ödülü Mersin adına aldık” dedi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.