h Dolar 34,2851 % -0.02
h Euro 36,9942 % -0.02
h Çeyrek Altın 5.109,00 %-0,14
h BIST100 %
Mersin 18°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Sonbahar

Dünya üzerinde şanslı bir coğrafyada yaşıyoruz. Bu cümleyi okuyan birçok kişinin itirazlarını duyar gibiyim. Binlerce yıl kavimler göçünün altında kalmış, birçok savaş, işgal, yağma ve talan yaşamış, büyük insan kırımlarına tanıklık etmiş bu coğrafya nasıl şanslı coğrafya olur diye içinden geçirenlerin sayısı az olmasa gerek.

Anadolu, ilk uygarlıkların başladığı bölgelere yakın ve doğudan batıya yegane göç yolu olması; dağları, yaylaları, ovaları ve ırmaklarıyla insan yaşamını kolaylaştırması; üç bir yanındaki denizlerle çevre coğrafyalara açık olan konumu, onu tarih boyunca hareketli bir bölge edegelmiştir.

Bu hareketlilik birçok uygarlığın boy atmasına, insanların refah ve bolluk içinde yaşamasına olanak sağlarken aynı zamanda birçok kavmin de iştahını kabartmış, savaşlara, yağma ve talana, birçok acıya da yol açmıştır.

O zaman şanslı bir coğrafyada olduğumuzu nasıl öne sürebildiğimi sorma hakkının doğması gayet normal.

Şanslı bir coğrafyadayız, çünkü katıksız bir şekilde dört mevsimi yaşamaktayız bu coğrafyada…

Kış aylarında soğuktan bunalır, havaların düzelmesini isterken, ilkbahar yetişir imdadımıza; ektiklerimizin, meyvelerimizin olgunlaşması için sabırsızlanırken, yaz çıkagelir; sıcaktan kavrulur, el aman derken de serinliği ve bereketiyle sonbahar sökün eder…

Sonbahar, şiirlere, şarkılara esin kaynağı olmuş sonbahar…

Hazan mevsimi diye hüzünle eşleştirilmiş sonbahar…

Renkten renge girip son renk sarıda dalından ayrılan yapraklarla ayrılığı anımsatan, ayrılığın kederini duyumsatan sonbahar…

Varlıklarıyla bize mutluluk veren leylek, kırlangıç gibi göçmen kuşların ayrılışlarıyla hüznü katmerleştiren sonbahar…

Ana tanrıça Kybele’nin sevgilisi Attis, sonbaharda yer altına girer, ana kraliçe yas tutar, mevsim hazan, göz yaşı sel olur, mitolojide de sonbahar hüzün mevsimidir.

Sonbahar sadece hüzün ve kederin mevsimi olarak o kadar işlemiş ki kollektif bilinç altımıza onun güzel taraflarını göremez oluruz.

İlkbahardan daha zengin ve güzel bir renk cümbüşü sunar mesela…

Ambarlarımız, kilerlerimiz bu mevsimde yapılan hasatla dolar, bütün yıl karnımızı doyurur.

Serin rüzgarları sıcaktan bunalmış tenimizi okşar, tatlı bir huzur gelir sonbahardan.

Boşalan tarlaların bir kısmı tekrar ekime hazırlanır, döngünün devam ettiğini unutturmaz bize.

Kış aylarına hazırlık yapmamız için hem uyarır, hem de olanak tanır, kışın rahat geçmesine katkı sunar.

En güzeli de bağbozumudur. Büyük bir coşkudur bağbozumu, büyük bir sevinçtir, eğlencedir; boşalan pekmez küpleri tekrar dolar, tekrar dolar şarap fıçıları…

Velhasıl sonbahar yaşanası güzel bir mevsimdir…

Bu mevsimi yaşatan coğrafyamız da güzel bir coğrafya…

Bu coğrafyada yaşadığımız için de çok şanslıyız çok…

Nedim İnce

Bodrum/ 07. 10. 2024

 

 

 

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Eressos’ta Bir Konserin Ardından

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.