CHP’nin son 10 yıldır siyaseten yaptığı şey kurgu siyaseti üzerinden toplum mühendisliği ile seçmen algılarını dizayn ederek gerçekleri maskeleme siyasetidir.
Maske, görünmeyen yüz perdesidir. Bir nevi AR damarımız çatladığında kullandığımız yedek yüzümüzdür. Tıpkı CHP’nin DEM ile ilişkisini maskelemek için kılıktan kılığa girerek bir nevi ‘’ Bukalemun siyaset refleksi’’ ile ilişkilerini kapatma pozisyonunu ortama uydurma çabasına kapı aralamasında olduğu gibi.
31 Mart seçimlerine bir hafta kaldı. Ve Mersin’de gerek Büyükşehir gerekse Akdeniz ve Toroslar başta olmak üzere diğer 11 ilçede kimi yerlerde aleni kimi yerlerde ise gizli bu ittifak ve ilişki maskelenmeye inkâr edilmeye çalışılsa da ‘’ kent uzlaşısı’’ adı altında bir güç birliği yapılmış olması siyasal çıkarların Mersin’in geleceğine tercih edilmesi ibretlik bir durumdur.
Özellikle Mersin, Akdeniz’de; CHP gibi Kuvayi Milliyeci gelenekten geldiğini söyleyen bir partinin, DEM’in Akdeniz eş başkan adaylarını maskelemek adına çıkardığı silik adayla yola çıkması veya Toroslarda her ne kadar yerli gibi görünse de kafa yapısı CHP’den ziyade DEM’e yakın olan bir figürün aynı zamanda DEM’in de adayı olarak CHP’den aday yapılmış olmasının bu kurgu ve maskeleme siyasetinin en bariz birer örneği olduğu su götürmeyecek kadar açıktır.
Her ne kadar genel siyasetin kapsam alanında olsa da yerel siyasetin genel siyasete alan açma veya altlık oluşturma gibi bir işlevi de olduğu düşünüldüğünde CHP’nin bu politik açmazı, Toroslarda ‘’terör siyasetine’’ alan açma ve meşrulaştırma zemininde politik zemini enfekte ederek toplumsal hafızamıza meşruiyet algısını yerleştirip toplumsal bünyede kanser hücresi gibi oluşabilecek bir metastaza bir ‘’meşrulaştırma algısına’’alan açma çabasına ortak olmasıdır.
Kolektif şuur bunu ya akıl tutulmasıyla yada planlı bir kurgunun yerelde iktidar olabilme adına Mersin gibi kritik yerlerin ‘’siyasal hedefler’’ uğruna feda edilmesiyle açıklayabilir.
Maalesef son 14 ve 28 Mayıs 2023 seçimlerinde olduğu gibi kendisine destek karşılığında Kılıçdaroğlu’nun bir taraftan HDP’yi meşrulaştırma gayretindeyken diğer yandan ‘’Kuvayi Milliyetçiliği’’ sahiplenerek ‘’iktidar histerisini ‘’ gerçekleştirmek adına bu ‘’ siyasal ikiyüzlülüğü’’ bugün Mersin yerel siyaset perspektifinde Özgür Özel CHP’sinde de görüyoruz.
Toros Dağları Anadolu’nun muhafızıdır. Eğer bir işgal gücü olarak Anadolu’yu işgal etmek istiyorsanız öncelikle Başkent Ankara’yı ele geçirmeniz, Ankara’yı ele geçirmek için ise Toros Dağlarını aşmanız onu geçmeniz gerekir. ABD başta Kuzey Batı Avrupa ülkeleri gibi geçmişte olduğu gibi bugün de Ortadoğu’da vazgeçmedikleri emelleri için bu emperyalist hedeflere aparat olan terör örgütü ve avenesine, Anadolu’ya giriş kapısı Toroslar ve bir liman ve lojistik merkez olarak Ortadoğu’ya çıkış kapısı Akdeniz’in DEM’e peşkeş çekilmesi en büyük anti emperyalist aziz Atatürk’ün o veciz sözüyle; ‘’ Mersinliler Mersin’e sahip çıkınız’’ ifade ve uyarısına büyük bir ihanet olduğu ortadadır.
Adını Toros Dağlarından alan Toroslar en özellikli merkez ilçedir. Bu özellikli olma özelliği ile milliyetçi – muhafazakâr seçmen profilinin en yoğun yaşandığı özel bir ilçe olma özelliğine sahiptir. Toroslar insanı tüm kültürel farklılıkları ile ‘’ağırlıklı’’ değerler skalası olarak milliyetçi muhafazakâr kimlikli sosyo-kültürel arka plana ve bazı özellikli ‘’ millet, vatan, bayrak’’ gibi katalog değer setlerine sahiptir.
Daha önce ifade ettiğim gibi yine ifade ediyorum. Gerek Torosların Yörük insanı gerekse İç Anadolu, Karadeniz ve Doğu ve Güneydoğu insanıyla harmanlanmış mütedeyyin-milliyetçi -muhafazakâr sosyo-kültürel kimliğe sahiptir.
Peki kent uzlaşısı adı altında DEM+CHP ittifakı ne gibi sonuçlar doğurur.
* DEM +CHP ittifakının Torosları kazanması demek tıpkı Akdeniz’de geçmişten bugüne olduğu gibi zihinlerde ‘’etnik ve terör’’ kültürüyle kuşatılmış ‘’kriminalize politikaların’’ tahakküm sahasına alan açılması demektir.
*DEM +CHP’nin Toroslarda başarması demek ‘’körüklenmiş yapay sorunlara zihinsel ve eylemsel kaygı alanları’’ açılması demektir.
*DEM+ CHP’nin Torosları elde etmesi demek ‘’vatan, bayrak’’ gibi değerlerin artık tartışılır hale gelmesi demektir.
*DEM+ CHP’nin Toroslarda sonuç elde etmesi demek tıpkı geçmişte Büyükşehir’in yaptığı gibi Toroslarda da ‘’ işçi kıyımı’’ demektir.
*Dört dönem Mersin milletvekilliği yapmış İstemihan TALAY’ın ifadesiyle; ‘’Büyük Atatürk’ün kurduğu CHP’nin bugünkü yöneticilerinin koltuk uğruna Akdeniz ve Torosları DEM’e peşkeş çekmek, Mersin’i emperyalist hayallere teslim etmek’’ demektir.
Bugün ‘’ emperyalist hayallerin lejyoneri’’ olan DEM ile ‘’ Kent uzlaşısı’’ adı altındaki CHP ittifakının Torosları elde etme stratejisi; geçmişten bugüne her bir insanıyla bütünleşmiş Toroslar da huzur ve güven ikliminin ortadan kalktığı bir ortama alan açma ‘’ kurtarılmış bölgeler’’ metaforuyla ‘’ asimetrik toplum ‘’ yaratma projesinin bir parçasıdır. Bu yerel iktidar mücadelesi Toroslar insanları olarak ‘’siyasal rövanşizm’’ ile test edilmeyecek önemde hayatidir.
Unutmayın! Toroslar, Anadolu’nun muhafızıdır. Toroslar kaybedilirse Mersin kaybedilir.
Kısa Bir Kuzey Yunanistan Turu
Kazılan mezarda bulunan küpten 500’den fazla sikke çıktı
Kırmızı-Lacivert ve Özel İdare iş hanlarının yıkımına başlandı
Toroslar Belediyesi çalışanlarına mobbing iddiası
Mersin merkezli 3 ilde yasadışı bahis operasyonu: 20 gözaltı
Mersin’de 4 liralık ekmek ‘kapış kapış’ gidiyor
Mersin Ekonomi Zirvesi Bilgilendirme toplantısı
Organ bağışı hayat kurtarıyor
Doğu Akdeniz’de balık popülasyonu azalıyor
Mersin’de maskeler ve silahlar ele geçirildi: 4 gözaltı
Otobanda düğün eğlencesine ceza yağdı