Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, ülkenin kurtuluşundan sonra kuruluşuna geçtiklerinde ve daha Cumhuriyet ilan edilmeden, 1923 yılında, 17 Şubat- 4 Mart tarihleri arasında, İzmir’de iktisat kongresini toplayıp ülkenin ekonomisi için neler yapılabileceğini tartıştılar.
Mustafa Kemal Atatürk’ün ifade ettiği; “Ekonomik bağımsızlık olmadan siyasi bağımsızlık olmaz” gerçeği, belgeselin de başlangıç cümlesidir.
Ekonomik özgürlük için önemli gördükleri ilk şeylerden biri ulaşım oldu. Ve Cumhuriyet’in kuruluşunun 10. yılında coşkuyla söylenen ve günümüzde de coşkusunu yitirmeyen 10. Yıl Marşı’nda ‘Demirağlarla ördük anayurdu dört baştan’ dizesini gerçekleştirebilmek için harekete geçtiler.
Demiryolu geliştirme planları yapıldı ve ilk büyük proje Irmak’tan Filyos’a kömür demiryolu hattının ve Fevzi Paşa’dan Diyarbakır’a bakır demiryolu hattının inşası oldu.
Ancak zorlu bir arazide, üstelik haritası bile çıkarılmamış bölgelerde yaklaşık bin kilometrelik tren yolu inşaatı için, birbirini takip eden ve yıllar süren savaşlardan bitik çıkmış bu yoksul ülkede projeyi baştan sona hayata geçirebilecek uygun bir mühendislik şirketi bulmak mümkün olmadı. Avrupa’da yıkıcı bir savaştan yeni çıkmış ve toparlanma çabasında olduğundan yabancı şirketler de bu projeye sıcak bakmadı.
Birinci Dünya Savaşı’na girmeyen ve bu yıkımdan uzak duran İskandinav Ülkelerinden İsveç’ten Nohab firması 100 lokomotif, 1500 vagon ve iki hat halinde 1000 km demiryolu inşasını içeren proje ile ilgilenir ve projenin yapımına hak kazanır. Küçük bir sorun vardır, Nohab lokomotif ve vagon üretiyordur ve demiryolu yapımında deneyimi yoktur. Nohab’ın imdadına Danimarka şirketleri yetişir. Kampsax ve Saabye- Lerche şirketleri projenin yüzde doksanını oluşturan demiryolu yapımını üstlenirler. Nohab proje finansmanı için Göteborg Handelsbank ile anlaşır ve 7 Şubat 1927 yılında Türkiye Hükümeti’yle sözleşmeyi imzalar.
Kampsax’ın iki ortağı, Jorgen Saxild ve Per Kampmann, projeyi yürütmek üzere İstanbul’a taşınırlar.
Jørgen Saxild anılarına bir göz atalım:
“Ve böylece macera başladı. Takip eden yıllar hayatımın en şenlikli ve en mutlu dönemiydi. Daha sonra daha da büyük ve maceralı görevlerle karşı karşıya kaldım ama ailemle birlikte Boğaz’da geçirdiğimiz 5 yıl hayatımızın en büyük deneyimi oldu. Gençtik, mutluyduk, sağlıklıydık ve asla hayal etmeye cesaret edemeyeceğimiz bir görevle karşı karşıyaydık ve buna gençliğimizin tüm kaygısız cesaretiyle yaklaştık, çok fazla deneyim ve endişenin ağırlığı altında değildik. Sorunlar ve zorluklar ortaya çıktıkça çözdük ve onlarla birlikte büyüdük.”
Kampsax, Danimarka, Norveç, İsveç ve daha birçok ülkeden mühendisler, usta işçiler getirir. Türkiye’de elli civarında Türk inşaat şirketini de taşeron olarak işe ortak eder. İnşaat süresince 20.000 Türk işçi çalışır. Zorlu coğrafyada kıt imkanlarla sekiz sene süren ve halen kullanımda olan 1000 km demiryolu döşerler. İstasyon binaları, tüneller, viyadükler ve köprüler yaparlar.
Projeyi değerlendiren Jens Peter Henrichsen’in konuşmasından bir bölüm:
”Betonarme ve çelikten yapılmış birkaç büyük köprü dışında, diğer her şey NOHAB grubunun liderliği ve gözetimi altında Türk işçileri tarafından inşa edildi. Türkiye bu projede İskandinav ülkelerine benzer şekilde kendi bayrağını gösterme hakkını kazandı. Ve proje, 3 İskandinav ülkesinden mühendislerin Türk müteahhitlerle uyumlu bir işbirliği içinde bu büyük ve zor projeyi nasıl ve büyük bir başarıyla gerçekleştirebileceğinin eşsiz bir örneği oldu.”
Bu projeden sonra dünya çapında bir mühendislik firması olan ve dünyanın dört bir yanında önemli projelere imza atan Kampsax yakın bir zaman önce COWI bünyesine katılır ve tarih sahnesinden çekilir.
Geride arşivleri kalır. COWI şirketi Kampsax şirketinin arşivlerinin düzenlenmesi ve bakımı için Kampsax’ın eski başmühendisi Flemming Nuri Møller’i görevlendirir. Flemming Nuri’nin babası bu demir yolu projelerinde görev almıştır ve Flemming Nuri İstanbul’da doğmuş, çocukluğunun bir kısmını İstanbul’da geçirmiş, büyüyüp mühendis olduktan sonra Kampsax’da çalışmaya başlamıştır.
Belgeselin mimarı Jens Peter Henrichsen, belgesel fikrinin olgunlaşmasını bir konuşmasında şöyle anlatır:
”Marmaray’ın proje direktörü olduğum dönmede Flemming beni İstanbul’da ziyaret etti. İstanbul Boğazı’ın altındaki neredeyse bitmekte olan tünelde dolaştık. Sirkeci’den Üsküdar’a yarım metre genişliğinde ahşap bir köprü üzerinde yürüdük. Flemming arşiv çalışmalarından, Türkiye demiryolu projesiyle ilgili bir video hazırlama tutkusundan bahsetti. Projeyi Kampsax’taki zamanımdan bilmeme rağmen, Flemming’in bilgisi ve coşkusu beni büyüledi. Mühendis Johannes Mørup’unsözleşme süresi boyunca çektiği orijinal 16 mm filmlerin izini bile sürmüştü. Bu projenin Türkiye’de tanınmayı hak ettiği ve bir video çekmemiz gerektiği konusunda kendisiyle hemfikir oldum.”
İşte ‘Demirağ Belgeseli’ni yapma kararı bu görüşmeden sonra alınır.
Heyecan verici bir durum daha vardır. Adı Cumhuriyet’in kuruluşunun 10. Yılında bestelenip coşkuyla söylenen 10. Yıl Marşı’ndan esinlenerek konulan ‘Demirağ Belgeseli’, Cumhuriyet’in 100. Yılı’na yetiştirilecek ve 100. Yıl’a bir armağan olacaktır.
Belgesel, 1927’ den 1935’e kadar süren inşaat sürecini gözler önüne seren, işçi sağlığından, çeşitli kültürlerden insanların işbirliği ve uyum içinde çalışmalarına kadar birçok ayrıntıyı içeren; gerek ülkemiz, gerekse Kampsax için tarihe çok önemli not düşen bir eser olarak karşımıza çıkar.
Belgeselin mimarı, yukarıda da belirtildiği gibi, ilk iş deneyimini Kampsax’da yaşayan Jens Peter Henrichsen’dir. Eşi Zümrüt ise olmazsa olmaz yardımcısıdır. Danimarka Demiryolu Kulübü’nün başkanı Henrik Bang Jensen, Flemming Nuri Møller, Zümrüt İnce Henrichsen ve Jens Peter Henrichsen genel yapımcılardır. Penumbra Film Prodüksiyon Evi’nden Koray Er, sanat ve film teknik müdürü ve yapımcısı olarak görev yapar.
Belgesel, büyük bir titizlikle, kılı kırk yaran bir dikkatle iki yılı aşan bir zaman diliminde gerçekleştirilir.
Belgeselde kullanılan siyah beyaz fotoğraflar ve filmlerin hepsi o dönemde çekilmiş orijinal görüntülerdir.
Proje hakkında verilen bilgiler geniş bir arşiv taramasından elde edilen anı ve raporlardan derlenmiş yine orijinal bilgilerdir.
’Demirağ Belgeseli’ montaj çalışmalarından sonra 45 dakika olarak son halini alır, Türkçe ve İngilizce seslendirilmiş versiyonları oluşturulur, her ikisine altyazı da eklenir.
İlk gösterimi, büyük ilgi gösteren TCCD Genel Müdürlüğünde yapılır, sonra konuklar ki bir kısmı projede çalışan mühendislerin çocukları ve torunlarıdır, hazırlanan özel bir tren ile halen kullanılmakta olan Irmak- Filyos hattında yaptıkları tren gezisiyle o tarihi süreci bir kez daha gözlerinde canlandırırlar.
Belgesel TCDD tarafından kendi kurumsal Youtube hesabına konularak ilgi duyanlarına erişimine açar.
İzlemek isteyenler için linki:
Danimarka’da Jens ve Flemming’in mezun oldukları ve AB’nin en iyi teknik üniversiteleri arasındaki DTU’da, Türkiye Büyük Elçisi ve eşinin de katılımıyla belgeselin ikinci gösterimi yapılır.
Genç Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte Nohab, Kampsax ve Türk inşaat şirketlerinin gerçekleştirdikleri destansı projede emek verenler; Cumhuriyet’in o mucizevi dönemine ve yaptıkları mucizevi işlere ışık tutan bu belgeselle, sonsuza dek anımsanacaktır.
Teşekkürler Jens, teşekkürler Flemming Nuri, teşekkürler Zümrüt, teşekkürler Henrik ve
teşekkürler emeği geçen tüm güzel insanlar…
Nedim İnce
AK Parti Ve Avara Kasnak Sendromu
Sanat İyi Bir Sığınaktır
Köpeği severken ölümüne neden oldular
Aracını kalabalığın üzerine sürdü
Vali Pehlivan: “Mersin, gayrisafi milli hasılaya tarımsal alanda en çok katkı yapan 3. il”
Faciaya ramak kala…
Mersin polisi 20 milyon liralık dolandırıcılığa engel oldu: 2 tutuklama
Karısını öldürüp intihar etti
Mersin’de, savunma sanayine teknik personel yetiştiriliyor
Sanat İyi Bir Sığınaktır
Oluruna Bıraktım
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.