h Dolar 34,9739 % 0.16
h Euro 36,7420 % 0.16
h Çeyrek Altın 4.883,00 %-0,64
h BIST100 %
Mersin 12°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Aile Çiftliği

Seneler önce TRT Belgesel’de ilginç bir programa rastlamıştım. Hindistan’dan söz ediyordu. Ama öyle egzotizmini, coğrafi güzellikleri değildi konusu. Tarımından söz ediyordu. İlginç olan ne derseniz; IMF ve Dünya Bankasının dayattığı tarım politikasının ülkeyi nasıl felakete sürüklediğini anlatıyordu belgesel ve bu felaketten geleneksel aile tarımının devletçe desteklenmesi sonucu nasıl dönüldüğünü…

Benzer bir felaketle yüz yüzeyiz ülkemizde.

Senelerdir ucuz işgücü için kırsalı kentlere göç etmeye zorlayıcı politikalara, boşalan kırsalda endüstriyel tarım uygulamalarının yaygınlaşması da eklenince bu felaket daha da derinleşmiştir.

Kendine yeten bir tarım ülkesi olmaktan çıkmamız ve besin açısından dışarı bağımlı olmamız bir yana sağlıklı, ucuz ve sürdürülebilir besine ulaşmamız zorlaşmış, kentlerin çeperlerine yığılmış kırsal kökenli yurttaşlarımızın yoksulluğu artmış, işsizlik emeği ucuzlatmak uğruna daha da artmıştır.

Köylerinde, tarlalarında aile emeğiyle öncelikle kendi besini üreten, artan ürünüyle de yakınındaki kasaba ve kentlerin besin üreticisi olan aile çiftçileri, kentlere göç ettiğinde, pazarda endüstriyel tarımın ürettiği besinlerin payının artmasına yol açmakta ve ne kadar sağlıklı olduğu tartışılan bu besinlerin tüketicisi konumuna geçmektedir; o da emeğini yok pahasına satabilir ve bu besini satın alabilecek para kazanabilirse…

Aile çiftçileri köylüler, balıkçılar, ormancılar, yerli halk ve diğer gıda üreticisi gruplardan oluşur. Vahşi neoliberal kapitalizmin sermayeye yer açmak ve karlılığını arttırmak için tarıma yıllardır süren saldırısına rağmen hala dünyada üretilen gıdanın çoğunluğunu aile çiftçileri sağlarlar, tarımda en büyük istihdamı yaratarak işsizliği azaltırlar; kısaca kırsal ekonomik yapının bel kemiğidirler.

Aile çiftçiliği yerel ekonominin canlanmasını sağladığı gibi tarımsal üretimin devamlılığı açısından da kilit roldedir. Dünyada yaklaşık 570 milyon çiftlik var ve bunun 500 milyondan fazlası yani yüzde 90’ı aile çiftliği olarak işletilmektedir. Bunlar, tamamen veya büyük ölçüde aile emeğine dayalı küçük hane halkı işletmeleri türünde olup dünyada üretilen toplam gıdanın yüzde 80’ini gerçekleştirmektedirler.

Yaklaşık 8 milyar insanın yaşadığı gezegenimizde tarım ve gıda üretiminde yaklaşık 4,5 milyar insan çalışmakta ve geçimini sağlamaktadır

Bugün, daha fazla gıda üretmek, daha fazla istihdam yaratmak ve doğal kaynakları korumak için sürdürülebilir bir tarıma ihtiyaç vardır. En stratejik ürün besindir.

Besini üretip yakın çevresine sunan, geleneksel üretimi çağdaş yöntemlerle yapıp tarımsal çeşitliği koruyan, gıda güvenliğine katkı sunan, doğal kaynakların korunmasını sağlayan, işsizliği kapısından içeri sokmayan aile çiftçiliği ülkemiz ve dünya için önemini tüm gelişen teknolojilere rağmen giderek arttırmaktadır.

Çünkü aile çiftçileri, sosyal koruma ve kırsal kesimin refahını amaçlayan diğer kamusal politikalarla desteklendiğinde, yerel ekonomilerin gelişmesine katkı sunmaktadır. Bunun yanı sıra gıda güvenliğini riske atan tehlikelerle mücadeleye destek olarak, tarımsal faaliyetlere dayanıklılık kazandırılmasına yardımcı olmaktadır. Diğer yandan tarımsal biyoçeşitliliğin korunması, su ve toprak kaynaklarının sürdürülebilir kullanılması, bunlara bağlı olarak da çevre ve iklim dostu tarımsal duyarlılığın oluşması ve artması açısından da oldukça önemlidir.

Uzun gıda tedarik zincirlerinin gıdanın daha pahalı olmasına yol açmaları bir yana koptuğunda gıdaya ulaşımı zorlaştırmaktadır. Aile çiftçiliği yakın çevresine gıda üreterek ucuz ve güvenilir besin sağlama görevini görmektedir.

Aile çiftçiliğinde aile emeği verimli kullanılır, toprak ve üretimle kurulan geleneksel bağlara dayanan kadim üretim bilgisi, yerel ekosistemlere uygun ürünlerin seçimi ve üretimi gerçekleştirilir.

Sadece gıda üretiminin değil ekonomik krizlerin de panzehridir aile çiftçiliği…

Devletin aile çiftçiliğini destekleyip önünü açıcı politikaları üretmesi, sadece günümüzü değil, geleceğimizi de güvence altına alacaktır.

Nedim İnce

Ayvalık / 20. 05. 2024

 

Not: Yazı için Tarım ve Orman dergisinin FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık ile gerçekleştirdiği röportajdan da yararlanılmıştır.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Gençliğe Güvenelim mi?

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.